Boyahane süreçleri; iş güvenliği, kalite, verimlilik ve maliyet dengesinin aynı anda yönetildiği karmaşık alanlardır. Ancak çoğu yönetici, bu süreçlerin pratik zorluklarını yeterince anlamadan sadece rapor verileri üzerinden karar verir.
Bu da şu sorunları doğurur:
Süreç gerçekliğinden kopuk hedefler konulur (örneğin, fırın sıcaklığı veya katman kuruma süresi dikkate alınmadan üretim temposu artırılmak istenir).
İş gücü planlaması hatalı yapılır, çünkü boya ustalarının deneyimsel kararları ve “gözle ton tutturma” gibi ustalık gerektiren adımlar veriyle ölçülemez.
Kalite-maliyet dengesi bozulur. Fazla tasarruf baskısı, boya kalitesi ve müşteri memnuniyetini doğrudan etkiler.
Otomotiv sektöründe boyahane bölümleri, üretim hattının en kritik ama çoğu zaman en az anlaşılan aşamalarından biridir. Boya uygulamaları; kimyasal denge, sıcaklık, nem, malzeme yapısı ve en önemlisi, usta deneyiminin hassas uyumuyla yürütülür.
Ancak yöneticilerin bir kısmı, bu süreçleri yalnızca veriler, grafikler ve üretim raporları üzerinden değerlendirmektedir. Bu yaklaşım, sahadaki gerçekleri göz ardı ederek operasyonel kararların hatalı verilmesine neden olabilir.
Gerçek bir yönetim bakış açısı; sadece performans göstergelerine değil, boyahane kültürüne, ustalığın bilgi birikimine ve süreç içindeki görünmeyen emeğe de değer vermelidir. Çünkü bu süreçte her boya tabakası, bir üretim kalemi değil, tecrübenin yansımasıdır.
Yöneticilerin boyahaneye sadece “maliyet kalemi” olarak değil, markanın renk kimliğini ve müşteri algısını şekillendiren stratejik bir alan olarak bakmaları gerekir. Ancak bu farkındalıkla, kalite – verimlilik – sürdürülebilirlik dengesi doğru kurulabilir.
